Şarkıları, filmleri, yemekleri, şarapları, modası, sanatı ve devrimi ile herkesin hayatına bir yerinden dokunmuş bir ülkedir Fransa. Romantizm, gastronomi, sanat, moda ve özgürlük kelimelerinin ana vatanı desek, çok da abartmış olmayız.

Fransa’ya gitmeden, önce kendinizi nasıl hissetmeye ihtiyacınız olduğuna, ne olmak istediğinize karar vermelisiniz. Paris sokaklarında yürüyen, Sen Nehri’nde bot turu yapan, Provence’ın lavanta tarlaları arasında araba süren, uslanmaz bir romantik olmak mı? Dünyanın en büyük ve en ünlü müzelerinden Louvre’da kaybolan, katedrallerde tarihin kokusunu içine çeken bir gezgin olmak mı? Michelin yıldızlı restoranlarda yemek yiyen, şarap mahzenlerinde tadım yapan, Fransız mutfağı atölyelerine katılan, ufak yemek turlarında yerini ayırttıran bir gurme olmak mı? Fransız Rivierası’nda, Akdeniz’in sularında rahatlayan, sere serpe güneşin tadını çıkaran bir tatilci olmak mı? Yoksa; dünyanın en zorlu kayak pistlerinde kendiyle mücadele eden, dalgalarla dans ederek sörf yapan bir maceraperest olmak mı?

1000 yılı aşan varlığı, korunmuş ve sahip çıkılmış kültürüyle; Fransa kendini görülmeye, gezilmeye, bilinmeye değer bir noktaya taşıyor, sizi de keşfetmeye çağırıyor.

Fransa Nerededir?

Fransa, Akdeniz’e ve Kuzey Denizi’ne kıyısı olan bir Batı Avrupa ülkesidir.

Fransa'ya Nasıl Gidilir?

Fransa’nın hemen hemen bütün büyük şehirlerinde havalimanı bulunur. Yerli havayolu şirketlerimizle; Paris, Bordeaux, Lyon, Marsilya, Nice, Toulouse şehirlerine gerçekleştirilen direk uçuşlardan faydalanabilirsiniz. Bunun yanı sıra, Fransa’nın ulusal havayolu şirketi olan Air France ile Fransa’nın bütün şehirlerine aktarmalı veya direkt olarak uçabilirsiniz. Dilerseniz, diğer Avrupa ülkelerinden aktarmalı gerçekleştirilen uçuşları da tercih edebilirsiniz. Birkaç Fransız şehrini aynı seyahat süresinde ziyaret etmek isterseniz, treni tercih edebilir veya araba kiralayabilirsiniz.

Fransa'ya Ne Zaman Gidilir?

Fransa’yı ne zaman ziyaret etmeniz gerektiği; hangi bölgesine, ne amaçla gideceğinize göre değişiklik gösterir. Güney Fransa’da deniz tatili için Mayıs-Eylül dönemini; kayak tatili için Aralık-Mart dönemini; kültür turları için ise, Nisan-Kasım dönemini tercih etmeniz doğru olacaktır.

Fransa'ya seyahat etmeyi mi planlıyorsunuz? Fransa tur fiyatlarını buradan karşılaştırın!

Kozmopolit yapısı ve asil duruşuyla; her zevke uygun tatil anlayışına göz kırpan Fransa'nın mutlaka görülmesi gereken şehirlerini sizin için listeledik:

  • Paris

    Paris

    Fransa’nın başkenti olan Paris için romantizmin de başkenti denilir. Paris’in romantizmle harmanlanan tarihi dokusundan büyülenmemek mümkün değildir. Bunun yanı sıra, sanat, eğlence ve moda tutkunlarının da vazgeçilmez rotalarından biri olan Paris’te gezilmesi, görülmesi ve yapılması gerekenler saymakla bitmez. Paris’in sanatsal ve tarihi dokusunu tecrübe etmek niyetindeyseniz; Paris’in sembolü olan Eyfel Kulesi, gezmekle bitmeyen Louvre Müzesi, Versay Sarayı, Zafer Takı, filmlere konu olan Notre Dame Katedrali, ünlülerin mezarlığı Père Lachaise, gezmekte öncelik vermeniz gereken yerlerdendir. Paris’in romantizminin tadını çıkarmak niyetindeyseniz; Lüksemburg Bahçesi’nde bir gezi, Sen Nehri’nde bir bot turu, Parc Montsouris’te bir piknik, tam size göre olacaktır. Eğer seyahatinize biraz da hareket katmak isterseniz; eğlencenin başkenti Disneyland’de bir gün, Champs-Élysées (Şanzelize) Caddesi’nde yürüyüş ve alışveriş, Paris seyahatinizi unutulmaz hale getirmek için yeterli olacaktır.

    devamı için tıklayın
  • Provence

    Provence

    Provence, Fransız Rivierası denilen bölgeyi de kapsayan, mor lavanta tarlalarıyla tablolara ilham veren, küçük Fransız köyleriyle insanın içini ısıtan bir bölge. Araba kiralayarak yolculuk yapmanızı tavsiye edeceğimiz Provence’da; üzüm bağlarının, lavanta tarlalarının ve taze ot kokularının eşlik edeceği bir yolculuk tecrübesi yaşayabilirsiniz. Kiraladığınız arabayla; Gorges de Regalon, La Roque-d'Anthéron, Fontaine-de-Vaucluse, Sénanque Abbey, Gordes, Goult kasaba ve köylerini gezerek Provence kültürünü, tarihini ve sıcacık insanlarını tanıyabilirsiniz. Bir Orta Çağ kasabası olan ve 14. yy'da Papa'nın saray olarak kullandığı Palais des Papes'ı bulunduran Avignon, lavanta tarlalarıyla meşhur Luberon ve Sault kasabalarını gezip, lavantalı zeytinyağı, parfüm, sabun gibi onlarca farklı ürün satın alabilirsiniz. Bölgenin en hareketli, sıcak ve popüler kentlerinden biri de Arles’dir. Ünlü ressam Van Gogh’un da bir dönem yaşadığı Arles, küçük bir kent olmasına rağmen entellektüel yapısı ile birçok büyük şehri kıskandırır niteliktedir. Roma döneminden kalma kalıntıları, daracık ve kıvrımlı rengarenk sokakları, Jül Sezar Müzesi’yle size kendinizi başka bir zamanda hissettirecektir. Eğer biraz da şehir görelim derseniz; Marsilya’ya 25 km uzaklıktaki Aix-En-Provence’ı ziyaret ederek kiliseler, meydanlar ve sevimli sokakların tadını çıkarabilirsiniz.

    devamı için tıklayın
  • Fransız Rivierası

    Fransız Rivierası

    Fransızcada Cote d’Azur olarak bilinen ve “gök mavi kıyı” anlamına gelen, Fransa’nın en lüks ve popüler tatil beldelerinin bulunduğu bu bölge, Akdeniz’e kıyısı olan oldukça keyifli bir tatil yöresidir. Saint-Tropez, Nice, Monaco ve Cannes, bölgenin en popüler ve hareketli noktalarıdır. Bölge süper lüks yatların yanaştığı marinaları, çok lüks plaj ve restoranların eşlik ettiği, dünya jet sosyetesinin de müdavimi olduğu kesimleriyle tanınsa da; buraları daha makul bütçeyle gezmek isteyenler için de, alternatifler mevcuttur. Dilerseniz aralarından birini seçerek tatilinizi geçirebilir, dilerseniz de araba kiralayarak gök mavisi kıyıların tadını çıkarabilirsiniz.

    devamı için tıklayın
  • Lyon

    Lyon

    Fransa’nın 3. büyük şehri olan Lyon; gastronomi, ticaret, sanat ve tarih anlamında oldukça doyurucu bir şehirdir. Vieux Lyon, Lyon’un bütün tarihi eserleri ve kiliselerinin bulunduğu, eski Lyon diye adlandırılan bölgedir. Bölge; St Paul, St Georges ve St. Jean olarak üçe ayrılır. Eski şehri gezmeyi bitirdiğinizde, Lyon hakkında öğrenmeniz gereken hemen hemen her şeyi öğrenmiş olursunuz. Birçok Avrupa şehrinde olduğu gibi; Lyon’da da çok sayıda meydan bulunur. Bunlardan gezmesi en keyiflisi şüphesiz; Place des Terreaux’dur. Kafe ve restoranlarla dolu bu meydan, her daim hareketlidir. Bu meydanın çevresinde; Güzel Sanatlar Müzesi, Lyon City Hall, Lyon Opera Binası (Opera de Lyon) ve Bartholdi Çeşmesi yer alır. Müzeleri, meydanları, tarihi binaları, Michelin yıldızlı restoranlarıyla, Lyon görülmeyi hak eden bir şehir.

    devamı için tıklayın
  • Bordeaux

    Bordeaux

    Fransa’nın güneyinde yer alan bu bölge, dünyaca ünlü Bordeaux şaraplarının ana vatanıdır. Bordeaux, yürüyerek gezilebilecek büyüklükte bir şehir olmasına rağmen; mimarisi, tarihi, şarapları ve yemekleriyle ziyaretçilerine oldukça tatmin edici bir tatil sunar. Bordeaux'ya yolunuz düşerse ikonik Place de la Bourse sarayını ve sarayın önüne 2006 yılında inşa edilmiş olan yansıtma havuzu Miroir D'eau'yu mutlaka ziyaret etmelisiniz. Özellikle güneşin batmasına yakın saatlerde harika bir manzarayla karşılaşacaksınız. Şehir genellikle düzdür ve birçok yere yürünerek ulaşılabilir. Bordo renginin adının da Bordeaux'dan geldiğini biliyor muydunuz?

    devamı için tıklayın
  • Strasbourg

    Strasbourg

    Fransa, Almanya ve İsviçre sınırında bulunan şehir, tam bir kültür mozaiğidir. 2 günlük bir tatil için hem çok huzurlu, hem de çok tatmin edici olabilecek bu şehirde, bisikletle şehri turlayabilir, Ren Nehri’nde kanal turu yapıp, rengarenk evleri seyre dalabilir, göl kenarında piknik yapabilir, katedral, kilise ve müzeleri gezebilirsiniz. Dünyaca ünlü Notre-Dame Katedrali, Avrupa'da gotik mimaride yapılmış katedraller arasında en muazzamı olarak öne çıkar. Alsas Loren Müzesi ile Tarih Müzesi de görülmeye değerdir. Bu arada, 3 farklı mutfak kültürünün esintilerini taşıyan Strasbourg mutfağından Tarte Flambée yemeden dönmeyin.

    devamı için tıklayın
  • Mont Saint Michel

    Mont Saint Michel

    Fransa’nın İngiltere’ye bakan kıyısında bulunan, çok özel bir köydür. Otuza yakın kişinin yaşadığı Mont Saint Michel; hem kale, hem bir köy, hem manastır, hem de bir ada. Bazı bilim adamlarına göre, dünyanın 8. harikası olan Mont Saint Michel, tam olarak Normandie ve Brittany bölgelerinin sınırında bulunuyor. Yapının 2 bölge arasında paylaşılamama hikayesi, karikatürlere bile konu olmuş. Denizin ortasındaki yalnızlığıyla insanı büyüleyen ve soyutlanmış hissi veren, görülmeye değer bir yer. Ufak bir not: Okyanustan esen rüzgar sebebiyle kış mevsimi dondurucu olabiliyor.

    devamı için tıklayın
  • Biarritz

    Biarritz

    Güney Fransa’nın İspanya sınırına yakın, Atlantik Okyanusu’na kıyısı olan bu eski balıkçı kasabası, şimdilerin tatil kasabasıdır. Avrupa’nın dalga sörfü başkenti olarak da bilinen Biarritz, her sene Temmuz ayında organize edilen sörf festivaliyle, dünyanın her yerinden sörfçülere ev sahipliği yapar. Bir dönem jet sosyetenin uğrak noktası olup, sonralarda bu özelliğini kaybetse de, son yıllarda tekrardan popülaritesini geri kazanmaya başlamış. Eskiden saray olup sonradan otele dönüştürülen yapıları, salaş bar ve kafeleri, gurme restoranlarıyla hem sörfçülere, hem de zengin misafirlerine alternatif ve keyifli bir tatil sunuyor.

    devamı için tıklayın
  • Courchevel ve Val-d'Isère

    Courchevel ve Val-d'Isère

    Avrupa’nın en iyi 5 kayak merkezinden ikisi olan Courchevel ve Val-d’Isère, her yıl tüm dünyadan yüzbinlerce turiste ev sahipliği yapıyor. Courchevel, 3 vadinin birleşiminden oluşan dünyanın en büyük kayak pistine sahip. Hem Fransa, hem de dünya jet sosyetesinin kış tatillerini geçirdiği bu bölgede, dünyanın en zor siyah pistleri bulunuyor. Val-d'Isère ise, birçok dünya kayak şampiyonasının gerçekleştirildiği ve birçok dünya şampiyonun kaydığı, çok profesyonel ve turistik bir kayak bölgesi. Orta ve başlangıç seviyesi kayakçılar için de pistler bulunan Val-d'Isère’de, kaymak istemeyenler de unutulmamış. Husky köpeklerinin çektiği kızaklarla gezintiye çıkabilir veya buz pateni pistinin keyfini çıkarabilirsiniz.

    devamı için tıklayın

Fransız Mutfağı; tarihe geçen ünlü şefleri, dünyanın en ünlü gastronomi okulu, hemen hemen her restoranda ismini duyabileceğiniz yemekleri ve sosları, yüzlerce Michelin yıldızlı restoranıyla gastronominin ta kendisidir diyebiliriz. Evde annelerimizin yaptığı beşamel sosun da, restoranda yiyebileceğiniz demi-glace soslu bonfilenin de kökeni Fransa’dır. 400 çeşitten fazla olan Fransız peynirleri, baget ekmekleri ve şarapları bile güzel ve keyifli bir öğün geçirmenize yetebilecek iken, merakınızı uyandıran yüzlerce farklı tat iştahınızı kabartacaktır. Ana yemeklerin yanında sıkça göreceğiniz, onlarca farklı patates yemeği de, sizin için biçilmiş kaftan olacaktır.
 

Bazı özel Fransız lezzetlerini aşağıda sizin için listeledik;

  • Beef Bourguignon

    Beef Bourguignon

    Beef Bourguignon (et yahni) ve Coq au Vin ( tavuk/horoz yahni) gibi klasik ve tarihi Fransız yemekleri, mutlaka denenmeliler listenizin en başında yer almalı. Beef Bourguignon, kuşbaşı dana etinin salça yerine Bourguignon(Burgonya) şarabı ile hafif ateşte pişirilmesiyle yapılan geleneksel bir Doğu Fransa yemeğidir. Coq au Vin ise geleneksel olarak horoz eti ve şarapla yapılsa da horoz etinin sert ve pişmesinin çok uzun sürmesi sebebiyle günümüzde çoğunlukla tavuk eti ile yapılmaktadır. Ancak denk gelirseniz horozlu versiyonunu deneyin. Et yoğun olduğu için şarabı daha çok emer, muazzam bir aroma bombardımanı halini alır.

    devamı için tıklayın
  • French Fries

    French Fries

    Yine klasiklerden, farklı soslarla sunulan ince bonfile dilimleri ve patates kızartması (french fries), yanında bir kadeh kırmızı Fransız şarabıyla, risksiz ve keyifli bir öğün sunacaktır.

    devamı için tıklayın
  • Salade niçoise

    Salade niçoise

    Türkiye'de de sevilerek yapılan Nice salatası(nisuaz), ülkenin güneyinde Akdeniz sahilindeki Nice'den çıkmıştır. Nisuaz, ülkenin her köşesinde farklı malzemelerle yapılsa da pirinç ve ton balığı genellikle değişmez ana bileşenlerdendir. Kendi yağıyla yavaş yavaş pişen ördek, Ördek konfit yahut confit de canard, bir başka geleneksel Fransız yemeğidir. Aslen yüzyıllar boyunca bir et saklama metodu olarak kullanılan ve kavurmaya da benzeyen konfit metodu, günümüzde ördek ve bir çok başka etin tadını arttırmada kullanılır. Confit de canard, genellikle tabakta yeşillik ve rostolanmış patates ile birlikte servis edilir.

    devamı için tıklayın
  • Ratatouille

    Ratatouille

    Eğer et yemekleri ilginizi çok da çekmiyorsa; Ratatouille'i deneyebilirsiniz. Patlıcan, limon, yeşil kabak, domates gibi hafif sebzelerle yapılan Ratatouille'e etsiz bir yahni veya türlü demek yanlış olmaz. Hem harika bir ana yemek hem de büyük bir et sofrasında güzel bir yan yemek olan Ratatouille'nin yanına açılacak bir şişe Shiraz yahut Provence şarabı harika bir akşam yemeğini garanti edecektir. Afiyet olsun.

    devamı için tıklayın
  • Soğan Çorbası

    Soğan Çorbası

    Fransız mutfağında pek çorba yoktur ancak Fransız usulü soğan çorbası diğerlerinin eksikliğini aratmaz. Genellikle et suyu ile pişirilen soğanın üstüne peynir rendesiyle yapılan çorba, tam anlamıyla klasik bir lezzettir. Fransız usulü soğan çorbası, sağlam bir akşam yemeğine başlamak için muhteşem bir başlangıç yemeğidir.

    devamı için tıklayın
  • Fransız Usulü İstiridye

    Fransız Usulü İstiridye

    Fransızlar, dünyada toplanan en iyi istiridyenin Fransa'dan çıktığı konusunda pek iddialıdır. Ülkenin özellikle kuzey bölgesinden çıkan istiridyeler, dünyaca ünlüdür. Fransız istiridye üretimi sistematiktir. İstiridyeler türlerine göre ikiye, boylarına göre ise 6'ya ayrılır. "Creuse" standart günlük istiridyeler iken, "Plate" istiridye meraklılarının kaçırmaması gereken daha rafine tada sahip olan istiridyelerdir. Küçük numaralar daha büyük istiridyeleri, büyük numaralar ise daha küçük istiridyeleri temsil eder. Eğer deniz mahsullerine meraklıysanız Kuzey Fransa seyahatinizde meçhur Fransız istiridyelerini denemeden dönmeyin.

    devamı için tıklayın
  • Gurme Lezzetler

    Gurme Lezzetler

    Eğer farklı lezzetlere ve yeniliklere açıksanız; kıtır kıtır Fransız baget dilimlerine sürülmüş Pâté, salyangoz, steak tartar, kaz ciğeri gibi Fransız mutfağının dünyaca ünlü aktörlerinden olan gurme lezzetleri de denemeden dönmemenizi tavsiye ederiz.

    devamı için tıklayın
  • Fransız Tatlıları

    Fransız Tatlıları

    Crème brûlée, profiterol, Fransız krepi, macaron, madeleine, çikolatalı ekmek gibi birçok leziz tatlı Fransa ile özdeşleşmiştir. Ayrıca Fransa'da patisserie yani pastane kültürü ve ürünleri de çok gelişmiştir. Herhangi basit bir pastaneye bile girseniz, bu lezzetlerin cazibesine kapılmadan yapamazsınız.

    devamı için tıklayın
  • Fransız Kahvaltısı

    Fransız Kahvaltısı

    Fransız mutfak geleneğinde yemekler çoğunlukla ağırdır ve et ağırlıklıdır. Bu sözlü kuralın istisnası ise Fransız kahvaltısıdır. Fransız kahvaltısı diğer örneklere nazaran çok daha hafif ve sadedir. Bir çok insan bir kruvasan veya benzeri hamuş işleri ve bir fincan kahveyle kahvaltıyı geçiştirir. Fransız omleti, kruvasan ve ünlü Fransız sandviçi Croque-Madame/Monsieur geleneksel Fransız kahvaltı yemeklerindendir.

    devamı için tıklayın

Fransa için vize gerekir mi? Vize nasıl alınır?

Fransa bir AB üyesi olduğundan, Türk vatandaşlarından Schengen Vizesi talep eder. Fransa vizesi için bazı özel yetkili acenteler üzerinden ya da şahsi olarak konsolosluğa başvuru yapabilirsiniz. Tüm diğer Schengen ülkelerinde olduğu gibi Fransa için de, seyahatinizden en az bir ay önce başvuru yapmak gerekir.

Fransa ile Türkiye'nin ile saat farkı ne kadardır?

Fransa yerel saati, Türkiye yerel saatinden 2 saat geridedir.

Fransa'nın hava durumu ve iklimi nasıldır?

Fransa’nın hangi bölgesini seyahat etmek istediğinize göre, hava durumu değişiklik gösterecektir. Fransa’nın güneyinde Akdeniz iklimi hakim olup, sıcaklıklar Antalya kadar yüksek derecelere çıkmasa da, ılıman bir iklime sahiptir. Paris ve Lyon gibi iç kesimlerdeki şehirlerde ise, karasal iklim hüküm sürer. Kışlar sert, karlı ve rüzgarlı geçerken, yazlar sıcaktır. Kuzeye çıkıldıkça, hem sıcaklıklar kuzey ülkelerinin sınırlarına iner hem de kış turizmi ön plana çıkar.

Fransa'da hangi para birimi kullanılır?

Fransa’nın para birimi Euro’dur(€).
 

Fransa'da genel olarak fiyatlar nasıldır?

Eğer başkent Paris’i referans olarak alırsak, fiyatların pahalı olduğunu söyleyebiliriz. Ortalama bir restoranda, bir kadeh şarapla bir öğle yemeğini 20 Euro’dan aşağı yemeniz pek mümkün olmaz. İyi bir yemek içinse, kişi başı minimum 50 Euro’yu gözden çıkarmanız gerekir. Bu fiyatlar daha az turistik yerlerde (Provence’de bir kasabada) oldukça düşebilirken, Saint Tropez gibi yerlerde, çok daha yüksek rakamlara çıkabilir. Eğer genel bir ortalamaya vurmak gerekirse; yerel birayı 4-8, gazlı içecekleri 1,5-3, kahveyi 2-4, 375 cl ev şarabını ise 3-11 Euro arası fiyatlara içebilirsiniz.

Fransa'da restoran & mağazalar kaça kadar açıktır? Hangi günler kapalıdır?

Genel eğilim, mağazaların sabah 10.00’da açılıp, akşam 19.00-21.00 arası kapanması yönündedir. Bu saatler daha az turistik şehirlerde veya merkezden uzak yerleşim yerlerinde, belediye kurallarınca değişiklik gösterebilir. Pazar günleri, şehir merkezleri dışındaki yerlerde açık restoran, market bulmak neredeyse imkansızdır. Şehir merkezlerinde de, öğleden sonra hareketlilik başlar ve 17.00-18.00 civarı dükkanlar tekrar kepenk indirmeye başlarlar.

Restoranların açılış saatleri, verdikleri hizmete göre değişiklik gösterir. Kafe konseptindeki mekanlar, sabah erken saatlerde açılıp, akşam 22.00 civarı kapanırken; bistro ve brasserieler daha geç saatlere kadar açık kalır. Restoran konseptindeki mekanların bir kısmı sadece akşam yemeği servisi verip, saat 20.00-01.00 arası açık olurlar. Yerel restoranlar ve şehir merkezi dışındaki mekanlar Pazar günleri kapalı olabilir ama şehir merkezlerinde birçok mekan açıktır.

Fransa'nın önemli şehirlerini gezmek için kaç gün gerekir?

Sırf Paris için bile, en az 3 güne ihtiyacınız olduğunu düşünürsek; birkaç şehir gezmeyi planlıyorsanız, 1 hafta 10 gün gibi bir süre ayırmanız, Fransa’nın tadını çıkararak seyahat etmeniz demektir.
 

Fransa İçin Önemli Tarihler:

Nice Karnavalı: Fransa'nın en eski karnavallarından olan Nice Karnavalı, şehrin en önemli etkinliklerinden biridir. Nice Karnavalı aynı zamanda Brezilya ve Venedik karnavallarıyla birlikte dünyanın en çok katılım gören karnavallarındandır. Şubat ve Mart ayları arasında düzenlenen festivale her yıl 1 milyondan fazla insan katılır; Nice sokaklarını görsel ve işitsel şölenler süsler. 
Menton Limon Festivali: Fransa'nın en Güney Doğu'sunda, İtalya sınırındaki Menton kasabasında her yıl Şubat ayında düzenlenen limon festivali, sıradışı bir gün geçirmek ve güzel Akdeniz havasını yaşamak isteyenler için birebirdir. Festivalde her yıl 140 tonun üzerinde limon kullanılarak onlarca farklı heykel yapılır; geçit arabaları dekore edilir ve kasabanın merkezinde küçük bir karnaval edasıyla kutlanır.
Cannes Film Festivali: Dünyanın en eski film festivallerinden biri olan ve ilki savaştan hemen sonra, 1946 yılında düzenlenen Cannes Film Festivali bütün dünyanın takip ettiği çok önemli bir festivaldir. Kırmızı halısı Akademi Ödülleri ile yarışan festivalde her yıl bütün ünlülar en şık elbise ve takımlarıyla gövde gösterisi yapar, yılın en dikkat çekici filmleri oylanır. Palme d'or(Altın Palmiye) yılın en iyi filmine verilirken Grand Prix(Büyük Ödül) ikincilik ödülüdür. Festival genellikle Mayıs aylarında düzenlenir.
La Fête de la Musique: İlk olarak 1981'de kutlanan Dünya Müzik Günü, yılın en renkli zamanlarından biridir. İlk olarak Fransa'da kutlanan gün günümüzde 120 ülkede kutlanmaktadır. Yılın en uzun günü olduğu için her yıl 21 Haziran'da yapılan etkinliklerde sokak sanatçıları hep birlikte sokaklara çıkar, bütün sokak başlarını doldururlar. Ücretsiz konser etkinlikleri düzenlenir. Fransa'nın neredeyse bütün şehirlerinde kutlanan Dünya Müzik Günü etkinliklerini kaçırmamalısınız.
Bastille Günü: 14 Temmuz'da kutlanan Bastille Günü, Fransa'nın en önemli milli bayramıdır. 1880 yılında Bastille Hapishanesi'nin basılarak Fransız Devrimi'nin fitilini yakan Bastille Günü'nde Şanzelize Caddesi'nde Avrupa'nın en büyük askeri geçit töreni düzenlenir, bütün halk ellerinde bayraklarla kutlamalar yapar. 
Avignon Festivali: İlk olarak 1947 yılında ünlü tiyatro yönetmeni Jean Vilar tarafından başlatılan Avignon Tiyatro Festivali, ülkenin en büyük tiyatro festivallerinden biridir. 2016 yılında 70.si düzenlenen festivalin en önemli etkinlikleri 14.yy'da Papa'ya ev sahipliği yapmış olan Palais des Papes'ın büyük avlusunda gerçekleştirilir. Resmi olmayan daha küçük oyunlar da festivalin gerçekleştiği Temmuz ayında şehrin açık veya kapalı her yerini doldurur.
Montmartre Bağbozumu Festivali: Paris'in 18. mahallesinde(arrondissement) yer alan Montmartre, Paris'te hala çalışan şaraphanelere sahip olan tek bölgedir. Yüzyıllardır şaraplarıyla ünlü olan bölge, günümüzde Ekim ayının ortasında gerçekleştirilen bağbozumu festivali ile ünlüdür. Bağbozumunun yanında çağdaş sanat sergileri ve atölyeleri de katılımcılar için diğer seçenekler arasındadır.

5 dakikada Fransızca 10 kelimelik/cümlelik dil rehberi:

Evet -oui (vîy)
Hayır -non (no)
Merhaba -Bonjour (bonjur)
Günaydın -Bonjour (bonjur)
İyi akşamlar -Bonsoir (bonsuar)
İyi geceler -Bonne nuit (bonnui)
Teşekkürler -Merci ( mersi)
Özür dilerim -Excusez-moi (ekskuze mua)
Tuvalet nerede? -Où sont les- toilettes ? (U son les tualet?)
Lütfen bana yardım edebilir misiniz? -Pourriez vous m’aider, S’il vous plait? (Puriyevu mede, Sil vuple?)

Fransa’ya gitmeden önce bilmeniz gereken 10 şey:

1. "Fransızlar İngilizce konuşmaz." efsanesi tam olarak gerçek olmasa da, zorluk çıkardıkları zamanlar olabiliyor. Her ihtimali göz önünde bulundurarak, yanınızda hızlı konuşma rehberi gibi bir kitapçık taşıyabilirsiniz.
2. Fransızlar, özellikle akşam yemekleri için uzun saatler ayırırlar ve bu işi ciddiye alırlar. O yüzden akşam yemeklerinde çok hızlı servisler veya sipariş verdiğiniz yemeklerin hepsinin aynı anda masaya gelmesi gibi beklentilere girmemenizi tavsiye ederiz.
3. Metroya bindiğinizde, biletiniz tek kullanımlık bile olsa, metrodan çıkana kadar atmayın. Metrodan çıkarken tekrar okutmanız gerekecek.
4. Sabah kahvaltısı için çok yüksek beklentilere girmeyin. Yerel eğilim kruvasan, ekmek ve tereyağı tüketmek yönündedir.
5. Pazarlardan veya marketlerden baget ve istediğiniz Fransız peynirlerinden alıp, bir öğle yemeğini piknik yaparak değerlendirin.
6. Eğer bütçenizi ayarlayabilirseniz, Fransa tatiliniz öncesi, Michelin yıldızlı bir restorana rezervasyon yaptırın.
7. Ağustos ayı, Fransızların tatil zamanı. Bu ay içerisinde, kapalı dükkanlarla karşılaşma ihtimaliniz oldukça yüksek.
8. Birkaç şehri aynı anda gezmeyi planlıyorsanız, muhtemelen tren seyahati düşünüyorsunuzdur. Trenlerin ucuz olduğunu düşünüyorsanız, büyük yanılgıya düşüyorsunuz demektir. Seyahatinizi planlamadan önce, tren biletlerini kontrol edin ve mümkün olduğunca önceden alın.
9. Fransızlar, iletişim konuşunda bazı katı kurallara sahip olabiliyor. Tanımadığınız insanlarla konuşurken, Madame, Monsieur veya Mademoiselle diye hitap etmeyi ihmal etmeyin. Bir mağaza girdiğinizde, merhaba demeyi unutmayın.
10. Fransızlar eti az pişmiş yer. Eğer az pişmiş at yiyemiyorsanız, sipariş verirken mutlaka iyi pişmiş istediğinizi vurgulayın. Aklınızda bulunsun; şef, o eti sizin için çok pişirirken kulaklarınızı da çınlatacaktır.